Arşiv

Posts Tagged ‘hasdal’

BALYOZCULARIN ARKA BAHÇESİ

“Ülkem adına üzücü bir durum”
18.01.2012 10:00
Koramiral Kadir Sağdıç’ın, Hasdal Cezaevi’ndeki ‘intikam planı’ Türkiye’yi ayağa kaldırdı.

Hukukçular ve aydınlar, ses kaydının Balyoz Darbe Planı’nı doğruladığına dikkat çekti. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın 2 numarası Koramiral Kadir Sağdıç’a ait olduğu iddia edilen ses kaydının yankıları sürüyor. Balyoz Darbe Planı tutuklusu Sağdıç’ın “Bize bu hainlikleri yapanların dişini sökeceğiz, attıklarına atacaklarına pişman olacak p..ler. Her şeyi buradan idare ediyoruz” ifadelerine hukukçu, gazeteci ve STK temsilcileri sert tepki gösterdi. Bu ifadelerin darbe yapılanması iddialarını teyit ettiğini aktaran uzmanlar, bu konuşmaların tam anlamıyla tasfiye edilmeyen darbeci yapılanmadan güç alarak yapıldığını söyledi.Hasdal veHadımköy’deki askeri cezaevinde Ergenekon ve Balyoz gibi darbe planı davalarından tutuklu 54’ü general ve amiral, toplam 170muvazzaf tutuklu bulunuyor. Deniz Kuvvetleri Komutan Yardımcısı Koramiral Kadir Sağdıç da bu isimlerden.

Eski tas eski hamam

Emekli Askeri Hakim Faik Tarımcıoğlu: Bu ifadeleri çok enteresan buldum. Konforlu bir otelde, uzakta görevde ailesiyle görüşüyormuş gibi bir durum sözkonusu. Bizim infaz sisteminin kişiye özel değişkenliğini gösteriyor. Askeri ve sivil cezaevindeki uçurumları gösteriyor. Eski tas eski hamam havası veriyor. Kendi ailesine moral vermek anlamında bazı mesajlar da vermiş olabilir. Ama kıta sahınlığı ve gaz hadisesini anlayamadım. Yani bu konulardaki irtibatı nasıl pek anlayamadım. Tehditvari şeyler böyle aile içi şeylerde moral için söylenebilir. Ama çok dikkat çekici.

Farklı sistemin ürünü

Emekli Askeri Hakim Yusuf Çağlayan: Ortada yargıya intikal etmiş bir olay var. Böyle bir durumda yargılanıp aklanmak esastır. Mahkemelerde yargılanan insanlar yargılanıp aklanmayı bekler ama burada adeta yargılandıkları suçlamaları teyit eder bir durum söz konusu. Hukuk değil de daha farklı bir sistem içerisinde kendilerini devam ettirdiklerini onaylar şekilde ifadeler kullanıyorlar. Bu ülkede sadece onlar yargılanmıyor. Yargı sadece ceza değil aynı zamanda suç işlemiş insan için aklanma yeridir. Dolayısıyla böyle bir yargılama, suçsuzluğu ispat için fırsattır. Bunu değerlendirip, ispat edeceği yerde, adeta haklarındaki iddiaları haklı çıkartacak ifadeler kullanıyorlar. Bu tarz üslupla aslında suçlamaların vahametini teyit ediyorlar.

Faaliyetleri sürüyor

Hasan Celal Güzel: Gayet çirkin bir durum. Bu durum TSK’daki birtakım odakların nasıl faaliyetlerine devam ettirdiğini ve meydan okuduğunu göstermesi bakımından ilgi çekici. Adam resmen cezaevinde TSK’nın yönetimi ve birçok konuya tesirli olduğunu açıkça en yakını olan oğluna söyleyebiliyor. Bu, durumun vahametini ortaya çıkartıyor. İkide bir asker ve generalleri tutuklayan yargıya karşı olmadık şeyler söyleyen kişilerin ibretle bu kayıtları okumasını tavsiye ederim.

Darbeci yapı tasfiye edilmedi

ASDER Başkanı Prof. Dr. Nevzat Tarhan: Bu konuşmaları 2 yönden değerlendirmek lazım. Özgüvenlerini kaybetmemeleri için bunları demesi gerekiyor. Kendisini ziyarete gelenlere terfi edince ‘seni göreceğim’ diye moral verenler bile var. Yani psikolojik bir savunma mekanizması. Bir diğer yan ise cezaevindeki bazı askerler bu isimlere moral için ziyaretler yapıyor. Onlar da ‘Bugünün yarını da var, hesap dönecek, istediğimiz şartlar oluşacak o zaman bunların hesabını soracağız’ yaklaşımının oluşmasına yol açıyor. Bu, darbecilerin klasik yaklaşımıdır. Şu anda güvendikleri TSK mensupları da var. Çünkü darbeci yapı tam anlamıyla tasfiye edilmedi ve duruyor. Beraber çalıştığımız kişiler de duruyor diyorlar. Yani bunların temeli de var havada değil. Gelirlerse 12 Eylül gibi olmaz daha insafsızca gelirler.

Yiğit Bulut: Ülkem adına üzücü

Ses kaydında ‘Jöleli saçlı 2 yıl önceki şeylerini mi hatırladı? Kanına mı dokundu bu hıyarların?’ ifadeleri ile bahsedilen Yiğit Bulut Twitter hesabından yanıt verdi. Bulut, “Ses kaydı şahsım adına önemli değil ama ülkem adına çok üzücü. Bu tip insanlar her zaman vardı ve olmaya da devam edecekler. Önemli olan kurumların sağlam kalması ve bu tip hastalıklı düşüncelerin kurumsal kimliğe bulaşmadan uzaklaştırılması. Korktum mu? Asla. Son sözüm: Allah’ın dediği olur” dedi.

HABERNAME

Kategoriler:ADALET, ASDER, hukuk, kanun, tsk Etiketler:, , , ,

Korgeneral’in “Balyoz Ziyareti” Skandalı

K.Irak’ın Zap bölgesine operasyon düzenleyen uçakların komutası elinde bulunan Korgeneral Mehmet Veysi Ağar’ın, operasyon sırasında sorumluluk bölgesi yerine, Balyozcu paşaların yanında olduğu ortaya çıktı.

Korgeneral Mehmet Veysi Ağar, karargahında PKK’ya yönelik hava harekatını yürütmesi gerekirken Balyoz sanıklarını ziyaret etti. Ziyaret için Diyarbakır’dan CASA uçağı kaldırıldı. Hasdal ve Hadımköy’deki askerî cezaevlerinde yatan Balyoz sanıklarına devlet imkanlarıyla gerçekleştirilen ziyaretler kamuoyunda tartışılırken bir başka skandal daha gün yüzüne çıktı. Diyarbakır 2.Hava Kuvvet Komutanı Korgeneral Mehmet Veysi Ağar’ın terör örgütü PKK’ya yönelik hava harekatı yapılırken operasyonu yönetmesi gerektiği halde Hadımköy’deki Balyoz sanıklarını ziyarete gittiği anlaşıldı. Üstelik skandal ziyaret için bir CASA uçağının hazırlandığı ve uçuşun kayıtlara ‘malzeme nakli’ olarak geçtiği öğrenildi.

HAREKÂT KOMUTANI AĞAR

Terör örgütüne yönelik 17 Kasım 2011 tarihinde üç farklı hava üssünden 11 savaş uçağının katıldığı hava harekatı düzenlendi. Kuzey Irak’ın Zap bölgesine yönelik harekata Diyarbakır 8’nci Üsten 2 adet F-16, Malatya 7. Üsten 6 adet F-4, Merzifon 5.Üsten 3 adet F-16 uçağı katıldı. Harekatın yönetiminin ise Diyarbakır 2. Hava Kuvvet Komutanı Korgeneral Mehmet Veysi Ağar’ın komutasında olduğu belirtildi. Ancak harekatın başında bulunması gereken Ağar’ın, uçaklar havadayken operasyonu yönetmesi gerektiği halde sabah erken saatlerde kendisine bir CASA uçağı hazırlattığı belirlendi. Skandal uçuşun ‘malzeme nakli’ olarak kayıtlara geçtiği bildirildi. Korgeneral Ağar’ın bu uçakla İstanbul’a gidipHadımköy’deki Balyoz sanıklarını ziyaret ettiği ve aynı gün saat 14.30’da geri döndüğü öğrenildi.

Uçak masrafı 15 bin lira

Bu uçuşta kullanılan CASA uçağının sadece yakıt ve amortisman giderlerinin 14-15 bin lira arasında olduğu vurgulanırken bu rakama uçucu personeline ödenen uçuş tazminatının dahil olmadığına dikkat çekildi. Üstelik bu uçuştan dolayı Korgeneral Ağarda ayrıca uçuş parasıalacak. Tartışmalı ziyaretin bir başka skandal boyutunu da Korgeneral Ağar’a yönetmediği harekat için tazminat ödenecek olması oluşturdu. Hava Kuvvetleri’nde yurtdışı harekatlara katılan personele ‘harekat tazminatı’ adı altında para ödendiğine dikkat çekilirken, bu tazminatın rütbeden rütbeye değiştiğine işaret edildi. Bir binbaşının aylık 500 TürkLirası harekat tazminatı aldığı vurgulanırken, Korgeneral Ağar’ın da harekatı yönetmiş gibi rütbesine göre bu tazminatı alacağı belirtildi.

Bugün

Kategoriler:ASDER, hukuk, tsk Etiketler:, , , , , ,

TSK’da Peryodik HASDAL Mesaisi !

Necdet Özel’in, darbe planları kapsamında tutuklu bulunan askerleri, Cezaevi’nde ziyaret etmesinden sonra TSK’da sıra dışı bir uygulama başladı.

Tutuklu subayların ziyareti TSK’da periyodik hale getirildi. Ziyaretlerden sonra rapor hazırlanıp üst makamlara sunulmaya başlandı.

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel’in Hasdal’daki Balyoz ve Ergenekon sanıklarına yaptığı ziyaretin ardından perde arkasında yaşanan sıra dışı gelişmeler de gün yüzüne çıktı. Hasdal’a yapılan ziyaretlerin peryodik ve adı konulmamış bir görevlendirme şeklinde yapıldığı, üstelik ziyaretler sonrası rapor hazırlanıp üst makamlara arz edildiği anlaşıldı.

OPERASYONU BIRAKIP HASDAL’A GİTTİ

Özel’in 27 Ekim 2011’de yapılan Milli Güvenlik Kurulu’ndan (MGK) 3 gün sonra yaptığı ziyareti diğer kuvvet komutanlarının ziyareti izledi. Dikkat çekici bir başka ziyaret ise Genelkurmay Harekat Başkanı Korgeneral Abdullah Recep’ten geldi. Üstelik Recep’in, 19 Ekim’de Hakkâri’nin Çukurca ilçesindeki terör saldırısında 24 askerin şehit düşmesinden bir gün sonra operasyonun başında olması gerekirken Hasdal’a ziyaret gerçekleştirdiği öne sürüldü. Sözkonusu ziyaretin Korgeneral Recep’in inisiyatifiyle olmadığı ifade ediliyor. Hasdal ziyaretçisi generallerin görev dönüşü üstlerine rapor hazırlamalarının da TSK’da teamül haline geldiği belirtiliyor. Genelkurmay Harekat Başkanı Korgeneral Recep’in de böyle bir rapor hazırladığı ifade ediliyor.

DARBE SANIĞINA KURUMSAL DESTEK

Üstten asta doğru halka halka devam eden ve devletin tüm imkanları kullanılarak gerçekleştirilen ziyaretlerin meslek dayanışmasının ötesine geçtiği kaydedilirken hem Hasdal hem de Silivri’ye yapılan ziyaretlerin arkasında kurumsal desteğin olduğuna işaret ediliyor. Ziyaretlerin tüm masraflarının TSK’ya fatura edilmesinin de ziyaretlerin kurumsal bir kararla yapıldığının göstergesi olduğuna dikkat çekiliyor. Ziyaretlerin yol parasının, yenilen yemeklerin ve karşılamaların tamamen devlet imkanlarıyla sağlandığı ifade ediliyor.

İŞTE DEVLETİN ÖDEDİĞİ FATURA

Generallerin ziyaret programı şöyle işliyor:

Hasdal’da tutuklu general ve subayları ziyaret için erkenden Etimesgut Havaalanı’na gidiliyor. Ziyaretçi generalleri ve subayları bekleyen uçaklara binilip İstanbul Havalimanı’na uçuluyor. İstanbul’da bu general ve subayları yine özel araçlar karşılıyor ve Hasdal’a yola çıkılıyor. Ziyaretten sonra akşam tekrar uçakla Atatürk Havalimanı’ndan Etimesgut’a uçuluyor.Uçuş ve karşılamada kullanılan bütün araçlar ve bunların giderleri TSK tarafından karşılanıyor.

Havacıların perşembe trafiği

Hava Kuvvetleri’nde de geleneğe dönüşen Hasdal ziyaretlerinin her hafta perşembe günü düzenli olarak yapıldığı, bu ziyaretlere 6-7 general ile 25-30 kadar subayın katılımının sağlandığı öne sürülüyor. Hava Kuvvetleri’nde resmileşen ziyaretlerde gidecekleri bizzat Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Mehmet Erten’in belirlediği ve görevlendirdiği iddia ediliyor.

TALEPLER KARARGAHA İLETİLİYOR

Hava Kuvvetleri üst düzey personelinin Hasdal’daki Balyoz sanığı havacı subayları ziyaretinin sadece ziyaretle kalmadığı da belirtiliyor. Ziyaretçe subayların sürmekte olan dava ile ilgili tutuklu personelin isteklerini alarak Karargâh’ta Kurmay Başkanı Korgeneral Nezih Damcı ile Hava Kuvvetleri Komutanı Mehmet Erten’e ilettikleri aktarılıyor.

HUKUKİ DESTEK ÇALIŞMASI

Alınan talepler doğrultusunda, İstanbul Merkez Komutanlığı ve Adli Müşavirlikler’in tutuklu personele hukuki destek için çeşitli çalışmalar yürüttükleri iddia ediliyor. Bazı askerlerin “Tutuklamalardan sonra general sayımız azaldı artık Karargâh’ta işleri yürütemiyoruz” sitemine karşılık, Hava Kuvvetleri’ndeki generallerin yarısının her hafta Hasdal’a gönderilerek mesaiden bir gün uzak kalmaları ise kafaları karıştırıyor.

Fenerbahçe Lobisi yönlendiriyor

♦ Koşaner döneminde zirve yapan Fenerbahçe Orduevi Lobisi’nin etkinliğini artırdığı belirtildi. 1’inci Ordu Komutanı Orgeneral Yalçın Ataman’ın, emekli paşalar ile görevdeki generallerin buluşmasını koordine ettiği iddia edildi.

♦ Generallerin yarısının haftalık mesailerinin bir gününü Hasdal ziyaretine ayırdığı anlaşıldı. Ziyarete gitmeyen askeri personele karşı mahalle baskısı oluşturulduğu iddia edildi.

Ağustos ayında istifa eden Genelkurmay eski Başkanı Orgeneral Işık Koşaner döneminde karargahı etkisi altına alan “Fenerbahçe Orduevi Lobisi”nin son dönemlerde etkinliğini yine artırdığı belirtiliyor. Özellikle 1. Ordu Komutanı Orgeneral Yalçın Ataman’ın Fenerbahçe Orduevi’nde yaşayan emekli paşalarla muvazzaf paşaların buluşmasını koordine ettiği iddia ediliyor. Silivri’deki davalarda ise daha önce benzeri darbe döneminde Yassıada yargılamalarında görülen uygulamaların sürdüğü kaydedildi. Muvazzaf askerlerin duruşma salonuna girip davaları takip ettiklerine işaret edildi.

Cezaevi yönetimi seferber oluyor

Tutuklu ziyaretlerinde kanunen birçok zorluk bulunmasına rağmen general ve subayların Balyoz sanıklarını ziyaretlerini kolaylıkla gerçekleştirdiklerine dikkat çekiliyor. Normal bir tutukluyu ziyaret için akrabalık bağı aranırken Hasdal tutukluları için hiçbir akrabalık bağı bulunmadığı halde cezaevi yönetiminin bütün imkanlarını seferber ettiği belirtiliyor.

MAHALLE BASKISI

Bu arada Hasdal ziyaretlerinin karargâhlarda ilginç bir mahalle baskısına da dönüştüğü ortaya çıktı. Tutukluların, karargâh ve kıtalarda görev yapan, ancak ziyarete gitmeyen TSK personeline “Onu şimdi daha iyi tanıdım” şeklinde mesaj gönderdiği ifade ediliyor. Tutuklu eşlerinin de komuta kademesini ağır söz ve davranışlarda bulundukları öğrenildi.

Tutuklu askerler için her ay 500 TL

Küçük suçlardan dolayı çok sayıda personelin ilişiği kesilirken TSK’nın hükümeti yıkmaya çalışan personeline yaptığı kurumsal yardımların bunlarla da sınırlı kalmadığı belirtiliyor. Ergenekon ve Balyoz sanıkları için TSK personelinden zorla para toplandığı medyaya yansımıştı. Söz konusu uygulamanın devam ettiği vurgulanırken, tutuklu personelin ailesine TSK Dayanışma Vakfı’dan yardım yapıldığı ifade ediliyor.

GENERALLERDEN DE ALINIYOR

Ayrıca, Genelkurmay Adli Müşavirliği’nde Hakim Albay Şakir Aytaş tarafından TSK Dayanışma Vakfı’ndan daha geniş tutuklu personelin istifade etmesi ile ilgili çalışmanın yürütüldüğü iddia ediliyor. Hava Kuvvetleri’nde ise Hasdal sanıklarına desteğin ilginç boyutlara ulaştığı belirtilirken, her ay kuvvetteki bütün generallerden ve bazı albaylardan tutuklu general ve subaylara yardım amacıyla 500 TL para toplandığı aktarılıyor.

54’ü general 170 muvazzaf

Hasdal Askeri Cezaevi ve Hadımköy’de cezaevine dönüştürülen eski 1. Zırhlı Tugay Komutanlığı Karargâh Binası’nda Ergenekon ve Balyoz davalarından 54’ü general ve amiral, toplam 170 muvazzaf subay tutuklu bulunuyor. İşte o muvazzaflardan bazıları:

Harp Akademileri Komutanı Org. Bilgin Balanlı.

EDOK Muhabere Destek Eğitim Komutanı Korg. Nejat Bek.

Harp Akademileri Komutan Yrd. Korg. Yurdaer Olcan.

1. Hava Kuvveti Komutanı Korg. Korcan Pulatsü.

Hava Eğitim Komutanı Korg. Ziya Güler.

Kuzey Deniz Saha Komutanı Koramiral Mehmet Otuzbiroğlu.

MEBS Başkanı Koramiral Kadir Sağdıç.

Harita Genel Komutan Vekili Tümg. Gürbüz Kaya.

Jandarma Denetleme ve Değerlendirme Başkanvekili Tümg. Halil Helvacıoğlu.

DKK Plan Prensipler Başkanı Tuğamiral Ramazan Cem Gürdeniz.

Bugün 

Hasdal ziyareti ve darbeci damarın çalıştığının kanıtları

Bu kanıtlar “Şartlar hazır olduğunda ihtilal meşrudur” diyen darbe ideolojisini akıl gözü ile görmek için ‘makul şüphe’ olarak kanıt değeri yüksek veriler değil midir?
Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner hukuk çizgisinde kalma hassasiyetini bozdu. Hasdal Cezaevi’nde tutuklu silah arkadaşlarını ziyaret etti. Dıştan baktığımızda bunun adı yargıya baskıdır. Arka plan ise çok farklıdır.

Balyoz davası kapsamında tutuklanarak Hasdal Cezaevi’ne konulan 24’ü general ve amiral toplam 102 muvazzaf subayın sürpriz ziyaretçileri vardı.

NTV’nin haberine göre Genelkurmay Başkanı Orgeneral Işık Koşaner, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Erdal Ceylanoğlu, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Eşref Uğur Yiğit, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hasan Aksay ile Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Necdet Özel Hasdal Cezaevi’ne helikopterle gitti.

Yargıya baskı yapmak isteyen siyasiler özellikle Ergenekon dostu muhalefet Silivri’ yi ziyaret ederse şaşmamak gerekir. Dış görünüşte bunun adı yargıyı siyasallaştırmaktır.

Olaya başka açıdan bakarsak yani empatik bir değerlendirme yaparsak Adalet bakanı Silivri savcılarını ziyaret etse nasıl algılarız. Böyle bir ziyaret muhalif siyasilerin ve Genelkurmay Başkanının tutuklu sanıkları ziyareti ile aynı baskı değerine sahip olmaz mı?

27 Mayıs 1960 sonrası Yassıada yargısının siyasi niteliği nedeniyle kamu vicdanında verilen hükümler karşılık bulmadı. Bugün hiç kimse 27 Mayıs ı savunamıyor.

Bu durumda hakimler tutuklu komutanları serbest bırakırsa adalet terazisinin saptığını görmüş olacağız.

28 Şubat 1997’de Adalet bakanı Sincan cezaevindeki parti arkadaşına ziyaret yapması ne kadar yanlışsa Koşaner’in bu ziyareti de o kadar sakıncalı oldu.

Bu durum aslında ikinci Şemdinlidir.

Silivri yargısını gölgeleme çabası çok dikkat çekiyor. Bence Silivri yargılamalarını hukuki zeminden siyasi zemine kaydırma niyetlerini görmek gerekir.

Süheyl Batum’un Silivri’yi konuşurken TSK’ya kağıttan kaplan demesi böyle bir tahriki amaçlıyordu. Aslında Süheyl Batum darbeci damarın temsilcisi gibi konuşuyordu.

Abbas Güçlü’nün programında bir hukuk öğrencisi konuyu deşifre etti. “Siz Anayasa Profesörü siyasetçi olarak askeri eleştirme yasağı olan birisiniz, rahatsız olmuyor musunuz” sorusu alkışlanacak bir soru idi.

Darbeci damar “Orduevi cemaati” olarak çalışıyor. Hem Genelkurmay başkanına hem de yakın siyasetçilere cemaat baskısı uyguluyorlar. Olaya bu gözle bakalım. Bir Genelkurmay Başkanı senelerce karşısında esas duruşta durduğu eski komutanlarının telefonuna çıkmamazlık yapamaz, ricalarına hayır diyemez.

Hüseyin Kıvrıkoğlu, İsmail Hakkı Karadayı,Yaşar Büyükanıt gibi post modern müdahalecilerin boş durduğunu mu zannediyorsunuz. Bu kişilerin orduevlerinde fildişi kulelerinde üçüncü baharlarını yaşamayacak kadar idealist olduklarını bilmek gerekir.

Yahut Silivri iddianamelerinin bir gün gelip kendilerine dayanacağından ciddi kuşkuları olanlar varsa ya yurt dışına kaçacaklar ya da kalan kadroyu çalıştıracaklar.

Kalan darbeci kadro ile ilgili kanıtlar var mı?

1-TSK’da 27 Mayıs’tan beri darbe karşıtı subay astsubaylar hep tasfiye edildi.

2-28 Şubat bin yıl sürecek diyenler kendilerini sağlama almadan emekli olacak kadar saf değiller. Kendi geleceklerini garantilemek için darbe geleneğinin gereği olarak önlemler alırlar. Emir komuta zinciri dışında yapıyı pasif muhafaza ederler. JİTEM kurucusu Arif Doğan “Jitem şu anda vardır ve donmuştur” demedi mi?

3-Donanma Komutanlığında gizli bölmelerde bulunan 10 dosya belge ve özellikle “5 Nolu hard disk” darbecilerin kurumsal hafızasını temsil ediyor. Şartlar hazır olunca darbe yapmak isteyenler yıllarca emek verdikleri belleklerini saklamaları darbe niyetinin işaretidir. Darbe düşünüyorsanız tabiiki darbe belleğini saklarsınız.

4-Darbe ideolojisi aynen devam ettikçe darbe geleneği sürdükçe şartlar hazır olunca açıktan silah zoru ile iktidar değiştirmek, şartlar hazır olmadığında gizliden(Post Modern) silahlı müdahale tehdidi ile iktidar değiştirmek darbecilerin karakterlerinin gereğidir.

5-Soğuk savaş döneminde NATO’nun bütün orduları Gladio olarak tanımlanan yapılarını tasfiye ettiler “Türk Gladio” su hariç. Bu bile darbeci damarın aktif olarak çalıştığını gösteriyor.

6-Milli Güvenlik siyaset belgesi yani Kırmızı kitap hazırlanırken 2010 yılında yapılan değişiklikte “Demokrasiyi tehdit eden” iç tehdidi kırmızı kitaba yazdırmayan güçlerin halen aktif olduklarını anlamamak için zeka özürlü veya kötü niyetli olmak gerekir.

7-Sık sık ‘rejim sorunu’ vurgusu yaparak Cumhuriyetimizi ‘ Korku Cumhuriyeti’ haline getirmek isteyenlerin gerçekte darbe olduğunda tebrik kuyruğuna girecek kişiler olduğunun bilelim.

Bu kanıtlar “Şartlar hazır olduğunda ihtilal meşrudur” diyen darbe ideolojisini akıl gözü ile görmek için ‘makul şüphe’ olarak kanıt değeri yüksek veriler değil midir?

Silivri de yargıya baskı yapan grupların oyununa gelmemek siyasi aklın gereği. Ancak Genelkurmay Başkanımız maalesef bu oyuna gelmiştir.

Geçtiğimiz günlerde Genelkurmay’ın “Aksine telkinlere rağmen yargıya müdahale etmiyoruz” açıklamasından sonra Hasdal ziyaretini bu gözle okuyalım.

Aslında ordumuz kağıttan kaplan değil ama darbeciler kağıttan kaplandır. Eğer 28 Şubat veya 27 Nisan döneminde olsaydık gazete manşetleri farklı olurdu Cumhuriyet mitingleri başlardı. Darbeci damarın gücü var ama artık bu kadarına yetiyor.

Prof. Dr. Nevzat Tarhan – Haber 7
ntarhan@gmail.com