Arşiv

Posts Tagged ‘başörtüsü’

Orduevinde sakal ve başörtüsü yasağı

İlk sinyal Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz’dan geldi…

Türk Silahlı Kuvvetleri’ne bağlı sosyal tesislerden yararlanan askerler arasında rütbe farkından kaynaklanan kast sisteminin kaldırılmasından sonra, sakal ve başörtüsü yasağının da kaldırılması yolunda ilk sinyal Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz’dan geldi

Yılmaz, “Demokrasi adım adım ilerler” diyerek kapıyı araladı. TBMM’de gazetecilerin sorularını yanıtlayan Bakan Yılmaz kast sistemi uygulamasının sona erdirilmesine ilişkin “Genelkurmay Başkanlığı’na teşekkür ediyoruz” dedi. Karardan önceden bilgili olduklarını söyledi. Bakan Yılmaz orduevleri ve askeri gazinolara sakallı ve başörtülü girişin yasak olduğunu hatırlatan bir gazetecinin “Bu yasağın da kaldırılması gündeme gelebilir mi” sorusuna “Demokrasi bir süreçtir, adım adım ilerler” diye yanıt verdi.

Milli Savunma Bakanlığı’nda sivilleşme çalışması olup olmadığı yolundaki bir başka soruyu yanıtlarken de, bu tür çalışmaların sürdüğünü belirten Yılmaz, “Sizin bildikleriniz var, bilmedikleriniz var” demekle yetindi. Milli Savunma Bakanı bu konudaki çalışmaların kamuoyuna henüz yansımadığını kaydetti…
HABERNAME

YAŞ mağdurlarının eşlerine başörtüsü engeli

Anayasa’da yapılan değişikliğin ardından haklarına kavuşan YAŞ kararıyla TSK’dan atılan askeri personel başörtü gerekçesiyle askeri tesislerden faydalandırılmıyor.Askerlik Şubesi’ne ailece başvurarak tanıtma kartı almak isteyen askeri personelin eşlerine başörtülü oldukları gerekçesiyle kart verilmedi. Aile fertlerinin tamamına verilen tanıtma kartları başörtülü eşler ile kız çocuklarına verilmedi.TSK’da jandarma üstçavuş olarak görev yapan Abdullah Kaplan, 1999 yılında YAŞ kararıyla ordudan atıldı. 12 yıl sonra Anayasa’da yapılan değişiklikle hakları geri iade edilen Kaplan, kendisi ve aile fertleri için askeri tesislerden faydalanmak amacıyla kart başvurusunda bulundu. Kayseri Kocasinan Askerlik Şubesi’ne yaptığı başvuruda, kendisine kart verilirken eşine verilmedi. Kaplan, nedenini öğrenmek için sözlü olarak şubeye başvuruda bulundu. Şubedeki sorumlu kişiler, eşinin başörtülü olması gerekçesiyle kartın verilmediğini, başı açık yada başörtüsünün alttan bağlanmış olarak çekilen fotoğraf olması durumunda kartının verileceğini söyledi. Bu ifadeleri yazılı isteyen Kaplan, bir sonuç alamadı. Kart almaktan vazgeçen Kaplan, eşinin başörtülü olmasından dolayı ordudan atıldığını belirterek, kartı için de eşinin başörtüsünü açmayacağını söyledi. Abdullah Kaplan, bu haklarının gasp edilmemesini istedi.Abdullah Kaplan’ın yaşadığı bu sorundan sonda Ahmet Balcı da tanıtım kartı ile ilgili taleplerini yazılı ve posta yoluyla yaptı. Ahmet Balcı, Hava Muhabere Kıdemli Üstçavuş rütbesindeyken 2000 yılında eşinin başörtülü olması nedeniyle ordudan atılmış. Ahmet Balcı, hakların iadesi çerçevesinde kartlarının verilmesini istedi. Ancak başörtülü olan eşi ve kızının kartları, ‘Akıllı Kart Beyannamesi Doldurma Kılavuzu’nda belirtilen koşulların yerine getirilmemesi gerekçe gösterilerek verilmedi. Balcı’nın, Askerlik Şubesi Başkanı Personel Albay Selman Akdağ’dan imzalı aldığı yazıda, doldurdukları başvuru formundaki maddelerin gerekçe gösterildiğine dikkat çekti. Balcı, formun arkasındaki maddeler arasında, verilecek olan fotoğrafta baş kısımda şapka, kep ve benzeri aksesuarların olmayacağı ifadesinin yer aldığını belirtti.Bu kartların kendilerine bir katkısı olmayacağını anlatan Balcı, ancak hakların iadesi noktasında ellerinden alınan bu kartların yeniden verilmesi için girişimleri olduğunu ifade etti. Halen yasakların devam ettiğini ve bu yasakların ortadan kalkmasını istediklerini anlattı.

CİHAN

Başörtülü Dr. Zeliha Asiltürk

Başörtülü Dr. Zeliha Asiltürk
06 NİSAN 2011 ÇAR 03:25
Dr. Zeliha Asiltürk… Dahiliye uzmanı… Bolu’da bir devlet hastanesine tayin edilmiş… Onbeş gün sonra kovulmuş… Suçu neymiş?.. Rüşvet mi almış?.. Yolsuzluk mu yapmış?.. Vazifesini ihmal mi etmiş?.. İhalelere fesat mı karıştırmış?.. Hayır hiçbir suçu yok… İşini çok güzel yapıyormuş, hastalarına çok iyi bakıyormuş… Sadece bir tek cinayeti, çok büyük bir suçu, affedilmez bir kabahati varmış… O da başına eşarp takmasıymış…
Bu anlattığım hadise yeni oldu, mutlaka duymuşsunuzdur.
Vefasız mı diyeyim, vefaları yetersiz mi diyeyim, on milyonlarca Müslüman, başı örtülü olduğu için atılan, kovulan, ikinci sınıf vatandaş muamelesi gören bu doktor hanımla ilgili protesto yapmayacak, onun haklarını savunmayacaklardır.
Seçimlerden önce “başörtüsüne hürriyet” diye küçük dilleri görününceye kadar ağızlarını açıp avaz avaz bağıranlara selam olsun!..
Böyle bir rezalet İngiltere’de olur muydu? İsveç ve Norveç’te olur muydu?.. Kanada’da, ABD’de olur muydu?.. Hayır hiçbirinde olmazdı, başörtülü Müslüman doktor vazifesini yapmaya devam ederdi.
Müslümanlığın bir kuralı da şudur: “Doğuda bir Müslümanın ayağına diken batsa, batıdaki Müslüman onun acısını yüreğinde duyacaktır…” Bu benim sözüm değildir, bir hadis mealidir.
Zerre kadar vicdanı olan Müslümanın, başörtülü olduğu için hastahaneden kovulan hanım doktora destek vermesi, onun insanlık haklarını koruması gerekir.
Bahaneleri şu: Devlet hastanelerinde kadın personel başını örtemezmiş. Tüzükler, talimatnameler, nizamlar böyleymiş… Resmi ideoloji böyle istiyormuş… Gülünç gülünç gülünç… Bin kere, milyon kere gülünç!..
Devletin kadın personeli havai mavi iç çamaşırı giyemez kadar gülünç…
Türkiye’de insanlık ölmüş…
Sabatay Sevi’nin ruhu üzerimizi gölgeliyor…
(Başörtülü olduğu için işinden, hastalarından uzaklaştırılan, mağdur edilen, zulme uğrayan Dr. Zeliha hanımın haklarının korunması için bir komite kurulmasını tavsiye ve temenni ediyorum.)
Mehmet Şevket EYGİ
http://www.milligazete.com.tr/makale/basortulu-dr-zeliha-asilturk-196662.htm