Arşiv

Archive for Nisan 2011

Kozmik zulanın amirleri Balyoz’da

Gölcük Donanma Komutanlığı’nda ele geçirilen belgelerin bulunduğu odadan sorumlu askeri personelin ‘Balyoz’ darbe planında görevlendirildiği ortaya çıktı. İstihbarat Kısım Amirliği’nin zeminindeki kozmik zuladan çıkan 9 çuval belgeden sorumlu subayların isimleri Oramiral Özden Örnek’in hazırladığı Balyoz görevlendirme listelerinde geçiyor.
KAMİL MAMAN / İSTANBUL (CİHAN)

Gölcük Donanma Komutanlığı’nda ele geçirilen belgelerin bulunduğu odadan sorumlu askeri personelin ‘Balyoz’ darbe planında görevlendirildiği ortaya çıktı. İstihbarat Kısım Amirliği’nin zeminindeki kozmik zuladan çıkan 9 çuval belgeden sorumlu subayların isimleri dönemin Donanma Komutanı Oramiral Özden Örnek tarafından oluşturulan Balyoz görevlendirme listelerinde geçiyor.

ODANIN 14 SORUMLUSU İNCELENDİ

Casusluk iddianamesinin adli emanette tutulan ek delil klasörleri dün sanık avukatlarına dağıtıldı. Klasörlerde ‘Ergenekon’, ‘Balyoz’, ‘Kafes’ ve ‘Darbe andıcı’ gibi önemli soruşturmaları ilgilendiren belgelerin ele geçirildiği Gölcük Donanma Komutanlığı İstihbarat Kısım Amirliği’nden sorumlu sıralı komutanlara ilişkin soruşturmayı yürüten savcılığın talebi üzerine hazırlanan 3 Ocak 2011 tarihli emniyet raporuna da yer verildi. Arama yapılan odanın kimler tarafından kullanıldığı ve sorumlularını tespit etmek amacıyla hazırlanan raporda, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’ndan gelen sıralı sorumlu komutanların listesine yer verildi. Albaylar, İhsan Kayış, Sadık Kula, Mesut Zafer Sarı, Yarbay Behçet Altıntaş, Binbaşılar, Mehmet Cem Çağlar, Binbaşı Kemalettin Yakar’ın da aralarında bulunduğu 14 askeri personelin 2009’dan itibaren ‘şube müdür’, ‘kısım amiri’ sıfatıyla odadan sorumlu olduğu tespit edildi.

ŞUBE MÜDÜRÜ ALBAY SUGA’DA

Rapora göre, 2009’da kozmik odanın Şube Müdürü olan Albay Mesut Zafer Sarı, aramalarda ele geçirilen Balyoz belgelerinde dönemin Donanma Komutanı Özden Örnek tarafından ‘Suga Eylem Planı’ çerçevesinde ‘donanma Komutanlığı Karargahı PI. Koor Subayı’ olarak görevlendirildi. Kasım 2002 tarihli ‘Plan Çalışması Teklifleri’ konulu ‘bilgi notu’ başlıklı ‘Suga Harekat Planı’ ile ilgili durum değerlendirmelerini içiren dijatal belgenin oluşturucusunun ise Sarı olduğu tespit edildi. Dönemin Donanma Komutanı Oramiral Özden Örnek’in hazırladığı 21 Şubat 2003 tarihli ‘Darbe sonrası yeniden yapılandırma faaliyetleri’ konulu belgenin eklerinden ‘Öncelikli ve özellikli görevlindirme listesi’ başlıklı belgede de Albay Sarı’nın isminin geçtiği tespit edildi.

ÜST DÜZEY BÖLGE SORUMLUSU

Albay Sarı’nın ismi casusluk soruşturmasında ele geçirilen belgelerde de yer alıyor. Soruşturmada tutuklanan Üsteğmen Emrah Küçükkaya’dan ele geçirilen, ‘Üst Düzey bölge sorumluları’ adlı belgede, Albay Sarı’nın ‘Kurmay Al. Mesut Zafer Sarı, Üst Düzey Bölge Sorumlusu’ şeklinde ismi geçti. Donanmadaki aramada ise aynı belgenin Excel tablosu şeklindeki versiyonu bulundu. Albay Sarı’nın adı ‘Gölcük 2008-2’ isimli tabloda ‘5. Bölge-Köprü Elemanı-M. Zafer Sarı’ şeklinde yer aldı. Raporda Albay Sarı ile ilgili “Suga Planı’nda önemli bir rol üstlendiği değerlendirilmiştir” notu dikkat çekti.

AMİR DE SUGA BELGESİNDE

Halen İstihbarat Kısım Amiri olan Binbaşı Mehmet Cem Çağlar’ın ismi de Balyoz belgelerinde geçiyor. Raporda “Çağlar’ın adı Suga Planı’nın bilgi notu olan ‘EK-G’ isimli word belgesinin içerisinde, ‘çok gizli’ ibareli Deniz Kurmay Albay Ümit Özcan ismine imzaya açılmış ‘Gölcük Bölgesi Müzahir Sb ve Astsb. Listesi’ başlıklı dökümanda geçmektedir” denildi.

OPERASYONEL PERSONEL LİSTESİNDE

Casusluk davasının sanığı Albay İbrahim Sezer’de ele geçirilen notta, “Kemalettin Yakar’ın çok borcu var…. Galiba bilgi satıyor. İleride başımıza bela olur” şeklinde fişleme yapılan kozmik odanın kısım amiri Binbaşı Kemalettin Yakar’ın da Balyoz’da görevli olduğu belirlendi. Emniyet raporuna göre, Yakar’ın adı Özden Örnek’in Balyoz kapsamında hazırladığı ‘Yeniden yapılandırma faaliyetleri’ belgesinin eklerinden ‘Operasyonel faaliyetleri yürütecek personel listesi’nde adı yer alıyor. Kozmik bölmenin ortaya çıkarıldığı odadan sorumlu astsubaylardan Ogün Güren, Y. Kemal Ağaoğlu’nunda adları Balyoz Darbe Planı belgelerinde geçti.

Hakim Akçay izne çıktı

‘Balyoz Planı’ davası kapsamında tutukluluğuna itiraz edilen 163 sanığın tutukluluk halinin devamı yönünde karara muhalefet şerhi koymasıyla gündeme gelen mahkeme başkanı Şeref Akçay 1 ay izne ayrıldı. Üç ayrı kararda da muhalefet eden İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi Akçay, son olarak önceki günde şerh koymuş, üye hakimleri ve Balyoz mahkemesini eleştirmişti. Mahkemenin diğer iki üyesi ise Akçay’ı yargılamayı yapan mahkemenin yerine geçerek ve esasa girerek karar vermekle eleştirmiş, ihsas-ı reyde bulunamayacağını belirtmişti. İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dün görülen askeri casusluk ve şantaj davasında başkan Akçay’ın izne çıkması üzerine mahkemeye üye hakim Metin Özçelik başkanlık etti.

CİHAN

Kategoriler:ASDER, tsk

Mağdurların yüzü yeniden gülüyor

Devleti milletle barıştıran 12 Eylül referandumu sonrasındaki anayasa değişiklikleri, mağduriyetleri gidermeye devam ediyor. Bu kapsamda hakim ve savcıların mağduriyetinin giderilmesinin ardından şimdi de YAŞ’zedelerin yaraları sarılıyor. Anayasa değişikliği referandumu ile yargı yolu açılan Yüksek Askeri Şura kararları düzeltilmeye başlandı. Milli Savunma Bakanlığı, referandum sonrası uyum yasalarından olan 6191 Sayılı Kanun ile 926 Sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) Personel Kanunu’na eklenen Geçici 32. madde kapsamında YAŞ kararıyla ihraç edilenlere haklarını iade etmeye başladı.

İNCELEMELER BAŞLADI

Milli Savunma Bakanlığı (MSB) internet sitesinde başvuru sonucuyla ilgili kararları aynı günde başvuru sahipleriyle paylaşıyor. MSB’nin internet sitesinde TC kimlik numarası ile yapılan sorgulamada, “6191 Sayılı Kanun kapsamında verdiğiniz dilekçe incelenmiş ve başvurunuzun KABULÜNE karar verilmiştir. Başvuru sonucunuz ve müteakiben yapılacak işlemler adresinize gönderilecektir” deniliyor. 12 Mart 1971’den itibaren yargı yolu kapalı olan YAŞ kararlarıyla mağdur edilenlerin başvuru sonuçları önümüzdeki haftalarda kamuoyuna duyurulmaya devam edecek. Başvuruların reddi halinde ise altmış (60) gün içinde Askerî Yüksek İdare Mahkemesi’nde dava açılabilecek.

ARZU ETTİĞİMİZ SONUÇ

YAŞ kararıyla ordudan ihraç edilen subay ve astsubaylar Adaleti Savunanlar Derneği (As-Der) çatısı altında buluşmuşlardı. AS-DER Ankara Şube Başkanı Şahin Akdoğan da MSB tarafından başvurusu kabul edilenler arasında bulunuyor. Eşinin başörtülü olması sebebiyle TSK’dan ihraç edilen Şahin’in 6 tane de üstün hizmet belgesi ve takdirnamesi bulunuyor. 12 Eylül anayasa değişikliği referandumunda ‘Evet’ demekle haklılıklarının bir kez daha tescillendiğini vurgulayan Akdoğan, şu ana kadar uyum yasası kapsamında olup da reddedilen bir YAŞ’zedenin bulunmadığını söyledi. “MSB’den bu kadar erken sonuç beklemiyorduk; biraz sürpriz oldu” diyen Akdoğan, “Bu hakikaten arzu ettiğimiz bir sonuç. Daha önemlisi, bu kadar insanın mağdur olduğunun anlaşılması açısından çok önemli” değerlendirmesinde bulundu.

ÖĞRENCİLER MAĞDUR

Askeri öğrencilerin durumunun yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini söyleyen Akdoğan, “Bunların başvuruları matbu başvuru dilekçesine uygun olmadığı için reddediliyor. Ancak matbu dilekçede subay ve astsubaylar için sicil numaralarını belirtmeleri isteniyor. Askeri öğrencinin sicil numarası yok ki. Bu sorunun giderilmesi gerekli” şeklinde konuştu.

Müjdeyi Başbakan vermişti

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, yargılanma hakkından mahrum bırakılarak Yüksek Askere Şura (YAŞ) kararlarıyla re’sen emekliye sevk edilen subaylara ilk müjdeyi 8 Şubat Salı günü TBMM’deki AK Parti Grup Toplantısı’nda vermişti. Başbakan, “Konuyu takip ediyorum. İnşallah en kısa sürede sonuçlanacak” demişti.

KAYNAK : YENİŞAFAK
YAYIN TARİHİ: 20.04.2011

Kategoriler:ADALET, ASDER, ayim, hukuk, kanun, medeniyet, tsk

28 Şubat paşalarına suç duyurusu

Avukat H.Yunus Akyol, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nda yaptığı başvuruda, 28 Şubat döneminde görev yapan bir kısım generaller hakkında, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 312. Maddesi uyarınca “Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasına kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etme” suçundan dolayı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılmaları istemiyle suç duyurusunda bulundu.

Avukat Akyol, yaptığı yazılı açıklamaya göre, suç duyurusunda bulunduğu isimlerden biri de dönemin Zırhlı Birlikler Komutanı olan ve şu an Kara Kuvvetleri Komutanı olan Erdal Ceylanoğlu. Akyol, Ceylanoğlu’nun 28 Şubat’ın simgesi haline gelen Sincan’da yürütülen tanklarla ilgili olarak “Demokrasiye balans ayarı” yaptık sözlerini de mahkemeye taşıdı.

Avukat Akyol’un, suç duyurusunda bulunduğu isimlerden bazıları, dönemin Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı, Kara Kuvvetleri Komutanı Hikmet Köksal, Deniz Kuvvetleri Komutanı Güven Erkaya, Hava Kuvvetleri Komutanı Ahmet Çörekçi, Jandarma Komutanı Teoman Koman, Genelkurmay eski İkinci Başkanı Çevik Bir, Milli Güvenlik Kurulu eski Genel Sekreteri İlhan Kılıç, Genelkurmay eski Genel Sekreteri Erol Özkasnak, Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı Doğu Aktulga.

CİHAN

Kategoriler:ADALET, ASDER, hukuk, kanun, medeniyet, tsk

‘Bizim işimiz başörtüsü değil bilim’

İki hafta önce başörtülülerin okula alınmamasıyla ilgili gündeme gelen skandal duyurunun ardından Ege Üniversitesi olumlu bir adım attı.
Başörtülü öğrencilerin mağdur edilmesinin önüne geçmek için talebelerle birlikte fotoğraf çektiren Dekan Prof. Dr. Nadide Kazancı, “Bizim işimiz bilim ve biz öğretmeniz.” dedi.

Ege Üniversitesi (EÜ) Fen Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nadide Kazancı, başörtülü öğrencilerin mağdur edilmesinin önüne geçmek için öğrencilerle birlikte fotoğraf çektirdi. İki öğretim üyesinin fevri çıkışları yüzünden kamuoyuna yansıyan haberlere açıklık getiren Kazancı, “Bizim işimiz bilim ve biz öğretmeniz. Bunun dışında ben de bütün öğrencilerin dekanıyım.” dedi. EÜ Rektörü Prof. Dr. Candeğer Yılmaz ise öğretim üyelerine, “Kanunda açıkça yazılı olmayan herhangi bir sebeple kimse yükseköğrenim hakkını kullanmaktan mahrum edilemez.” yazısı gönderdi.

Ege Üniversitesi’nin özgürlükler üzerine kurulduğunu hatırlatan Dekan Nadide Kazancı, bir süre önce iki öğretim üyesinin, başörtülü öğrencilerin fotoğraflarını çekerek fişleme yoluna gitmesini eleştirdi. Konunun soruşturma aşamasında olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Kazancı, “Ben her konuda özgürlüğü savunan birisiyim. Bizlerin sadece başörtüsü konusunda özgürlüğü tartışan insanlar konumuna getirilmesini doğru bulmuyorum. Her konuda özgürlüklerin önceliği olmalı.” diye konuştu. Üniversitenin genelinde başörtüsüyle ilgili bir sıkıntı bulunmadığını ifade eden Kazancı, bazı öğretim üyelerinin fevri çıkışlarının bütün üniversiteye mal edilmesinin doğru olmadığını kaydetti. Kazancı, Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Candeğer Yılmaz’ın da yasakçı bir anlayış içinde bulunmadığını vurguladı. Akademisyenlerin bilimsel araştırmalar yapması gerektiğini dile getiren Kazancı, şöyle konuştu: “Fakültemiz, her öğrenciyi ayrım yapmadan eğitmekle yükümlü. Bunun dışındaki bir görüşü kabul etmemiz mümkün değil. Artık bu sorun kalksın ve insanlar bu yönde kullanılmasın. Ben kişisel olarak başörtüsü meselesini artık birilerinin kullanmasını istemiyorum.”

Zaman gazetesinin 1.4.2011 tarihli nüshasının 5. sayfasında, “Ege Üniversitesi’nde skandal duyuru: Türbanlılar giremez!”, 6.4.2011 tarihli nüshasının 5. sayfasında da, “Skandal duyurunun altından rektörlük çıktı” başlıklarıyla yayımlanan haberlerden sonra yazılı bir açıklama yapan EÜ yönetimi, böyle bir yasakçı zihniyeti kabul etmelerinin söz konusu olmadığını bildirdi. İki öğretim üyesi hakkında soruşturma başlatıldığını, öğrencilerin hiçbir şekilde ayrımcılığa tâbi tutulmadığını vurgulayan EÜ Rektörlüğü vekili Av. Başak Zeynep Akbulut, şunları kaydetti: “EÜ’nün gerek merkez kampüsü gerekse ilçelerde bulunan yüksekokul ve meslek yüksekokulları alanlarına girişlerde yıllardan beri kılık kıyafet serbestisi söz konusudur. Öğrencilerimizin kılık kıyafetlerinden dolayı kampüs alanlarımıza girmeleri engellenmemektedir. Bu anlamda öğrencilerimiz, hiçbir şekilde ayrımcılığa tâbi tutulmamaktadır.”

KAYNAK : HABERNAME

Kategoriler:ADALET, ASDER, hukuk, kanun, medeniyet

Başörtülü Dr. Zeliha Asiltürk

Başörtülü Dr. Zeliha Asiltürk
06 NİSAN 2011 ÇAR 03:25
Dr. Zeliha Asiltürk… Dahiliye uzmanı… Bolu’da bir devlet hastanesine tayin edilmiş… Onbeş gün sonra kovulmuş… Suçu neymiş?.. Rüşvet mi almış?.. Yolsuzluk mu yapmış?.. Vazifesini ihmal mi etmiş?.. İhalelere fesat mı karıştırmış?.. Hayır hiçbir suçu yok… İşini çok güzel yapıyormuş, hastalarına çok iyi bakıyormuş… Sadece bir tek cinayeti, çok büyük bir suçu, affedilmez bir kabahati varmış… O da başına eşarp takmasıymış…
Bu anlattığım hadise yeni oldu, mutlaka duymuşsunuzdur.
Vefasız mı diyeyim, vefaları yetersiz mi diyeyim, on milyonlarca Müslüman, başı örtülü olduğu için atılan, kovulan, ikinci sınıf vatandaş muamelesi gören bu doktor hanımla ilgili protesto yapmayacak, onun haklarını savunmayacaklardır.
Seçimlerden önce “başörtüsüne hürriyet” diye küçük dilleri görününceye kadar ağızlarını açıp avaz avaz bağıranlara selam olsun!..
Böyle bir rezalet İngiltere’de olur muydu? İsveç ve Norveç’te olur muydu?.. Kanada’da, ABD’de olur muydu?.. Hayır hiçbirinde olmazdı, başörtülü Müslüman doktor vazifesini yapmaya devam ederdi.
Müslümanlığın bir kuralı da şudur: “Doğuda bir Müslümanın ayağına diken batsa, batıdaki Müslüman onun acısını yüreğinde duyacaktır…” Bu benim sözüm değildir, bir hadis mealidir.
Zerre kadar vicdanı olan Müslümanın, başörtülü olduğu için hastahaneden kovulan hanım doktora destek vermesi, onun insanlık haklarını koruması gerekir.
Bahaneleri şu: Devlet hastanelerinde kadın personel başını örtemezmiş. Tüzükler, talimatnameler, nizamlar böyleymiş… Resmi ideoloji böyle istiyormuş… Gülünç gülünç gülünç… Bin kere, milyon kere gülünç!..
Devletin kadın personeli havai mavi iç çamaşırı giyemez kadar gülünç…
Türkiye’de insanlık ölmüş…
Sabatay Sevi’nin ruhu üzerimizi gölgeliyor…
(Başörtülü olduğu için işinden, hastalarından uzaklaştırılan, mağdur edilen, zulme uğrayan Dr. Zeliha hanımın haklarının korunması için bir komite kurulmasını tavsiye ve temenni ediyorum.)
Mehmet Şevket EYGİ
http://www.milligazete.com.tr/makale/basortulu-dr-zeliha-asilturk-196662.htm

MSB’NA VERİLEN DİLEKÇELER NASIL TAKİP EDİLECEK

DUYURU

12 Mart 1971 tarihinden sonra yargı yoluna kapalı idari işlemler veya Yüksek Askerî Şûra (YAŞ) kararları ile Türk Silâhlı Kuvvetlerinden ilişiği kesilenlere ya da vefatları halinde kanuni mirasçılarına bir kısım özlük haklarının geri verilmesi ve yargı yolu açılması maksadıyla, 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununda yapılan değişiklik 22 Mart 2011 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanmış ve aynı gün başvuru esasları ve dilekçe örneği MSB resmî internet sitesinde duyurulmuştur.
Konuya ilişkin olarak dilekçeler MSB’ye ulaşmaya başlamıştır. Başvuruda bulunanlar, dilekçelerinin durumu hakkındaki bilgileri, 06 Nisan 2011 tarihinden itibaren http://www.msb.gov.tr adresindeki MSB resmî internet sitesinden T.C. Kimlik Numaraları ile birlikte takip edebileceklerdir.
Anılan yasa uyarınca, başvurular 23 Mayıs 2011 Pazartesi günü sona ereceğinden, bu tarihten sonraki başvurular dikkate alınmayacaktır.
Saygıyla duyurulur.

Kategoriler:ADALET, ASDER, hukuk, kanun